F.Bahçe'de Fernandao, Van Persie ve Nani'yi 11 oyuncusu olarak görürsek van Persie'yi sola kaydırıp 4-3-3 oynayabilirsiniz. Zaten zaman zaman gezgin oynayan bir oyuncu. Ama o zaman 4-3-3'ün orta sahasının solunda sol ayaklı oyuncun olması lazım. Altını çizerek söylüyorum; F.Bahçe'nin yeni bir Emre Belözoğlu bulması lazım. F.Bahçe hassas bir takım oldu. Antrenörün taktik bilgisinin muazzam olması lazım. Türkiye'de idare edebilirsin. İdare edemeyeceğin maçlar da olacaktır. Ama Avrupa'da oynarken böylesine bir kadro için teknik adama sadece yönetme kısmında değil başka konularda da sorumluluk düşüyor. Çünkü oynatmadığın oyuncunun mutlu olması mümkün değil. F.Bahçe böyle bir takım oldu. Taktiksel bilgi için bakın iyi olması lazım demiyorum, dahi olması lazım. Dünyanın sayılı dahilerinden biri olması lazım. Artık F.Bahçe'yi basketbol takımı gibi yönetmesi lazım.
Pereira izlenimleriniz?
Sezon başı antrenmanlarında tarihte "Pestilini çıkardı, 4 kilo verdiler" gibi manşetleri bu yaşıma kadar sürekli okudum. Didi zamanında da okudum Pereira döneminde de okudum. Ben antrenörken benim için de "Takımın pestilini çıkardı" yazıyorlardı. O yüzden yaz başındaki antrenör yorumlarını değerlendirmiyorum. Ben üç ay bekliyorum.F.Bahçe'de yaşananların arkasında F.Bahçe yönetimi ve başta başkan Aziz Bey'in bir yıl içinde yaşadığı değişim var. Ben antrenör değişiminden çok bir ilke değişimi gördüm. Nedir bu; geçtiğimiz yılın başında Aziz Bey, basın toplantısında sağında İsmail Kartal otururken şöyle bir demeç verdi: "Zaten Avrupa kupalarında yokuz, bu takımın kadrosu şampiyonluk için yeterlidir." Daha da önemlisi "Bu takımı Ersun Yanal mı, Aykut Kocaman mı şampiyon yaptı" dedi. Aslında o günkü konuşma çok ciddi bir stratejik hataydı. Birincisi antrenörlük mesleği mi diyelim kavramı mı diyelim, "Aslında böyle bir şey yok" dedi. Yani dedi ki "İsmail hoca, bu takım şampiyon olursa senin katkınla olmayacaktır. Ersun Yanal ve Aykut Kocaman'ın olmadığı gibi." Bu antrenörlük mesleği açısından da tehlikeli bir cümleydi. Diyelim ki; F.Bahçe şampiyon oldu, geçen yılki puanını 74'ü yakaladı. İki yıl önceki G.Saray, normal puanında kalmış olsaydı antrenör aynı duruyor olacaktı, problem değil antrenörlük. Aradan 4-5 ay geçti devre arası oldu. O zaman da "Transfere ihtiyaç yok" dedi. Yani 2014 Temmuz'unda söylediği 2015'in ilk aylarında geçerliydi. Bunları neye dayanarak söyledi, "Takımıma güveniyorum" doğru, "Fikstürüme güveniyorum" evet haklı. F.Bahçe, ilk yarıyı Beşiktaş ve G.Saray'ın 1 puan önünde bitirmiş olmasına, şampiyon olmuş 4 rakibinden (G.Saray, Beşiktaş, Trabzon ve Bursa) 10 puan almasına rağmen yetmedi. O zaman Aziz Bey, "Bir dakika" diyerek, itiraf etti; "Benim devre arasında söylediklerim geçerli değilmiş." Türkiye günlük yaşıyor. Galatasaray'ın şampiyonluğundan 1.5 ay geçmiş. F.Bahçeliler üzgündü ama F.Bahçeliler şu anda çok mutlu. Böyle yaşıyor Türkiye. Avrupa'da elenirsen "Ama ligimiz var 4. yıldızı alalım" söylemi başlayacak.
Şota Arveladze'yi de yerli gibi düşünürsek F.Bahçe dışında şampiyonluk iddiası olan ekiplerin hepsinin hocası yerli. Pereira'nın ekibinde yerli bir antrenör olmalı mı?
Mutlaka olmalı. Niye düşünmediler onu da bilmiyorum. Mutlaka bizim arkadaşlarımızdan yabancı dili olan, hatta birkaç yabancı dili olan biri olmalı. Kaldı ki Aziz Bey bu konuda hassastır. Kulüpte olmayan insanlara görev vermiştir. Ben de dahil buna Aykut Kocaman Hoca da Turhan Sofuoğlu Hoca da… Bunu niye düşünmediler bilmiyorum ama düşünmeliler.
Fenerbahçe öyle bir kabuk değiştirdi ki değişimin de ötesi oldu. Arada siyah-beyaz kadar fark var. Avrupa'da olmadığı için mi bu büyük değişimi bir yıl erteledi F.Bahçe?
Tahmin etmiyorum. Takıma güvendiği için. Çünkü Avrupa'ya gittin, çok güvendiğin bir takıma iki tane rötuş yaparsın. Şu anda mevcut forvetler, Sow, Stoch, Krasic, Robin van Persie, Fernandao, Nani. 6 tane hücum oyuncusu var. Arada da Emenike, Kuyt, Webo gitti. Bir yıl öncenin 4 forvetinin üçü yok. Bir tanesinin de oynama ihtimali yüksek görünmüyor o da Sow. Çok güvendiğin bir takım var, bu takımın en önemli 4 oyuncusundan yani forvetinden 3'ü hiç yok. Bir tanesinin de oynayıp oynamayacağı belli değil. Merkezdeki üç oyuncudan ikisi, Egemen ve Bekir gidiyor. Orta sahada Emre gidiyor. Demek ki Aziz Bey ve ekibi bir yıl içinde "Geçmişte yaptığımız doğru değil" dediler ve böyle bir karar verdiler. Bu kararın da bir maliyeti var. Buna teknik direktörle başladılar. Teknik direktörlerle ilgili Lippi de gelmiş olsaydı, Capello da gelmiş olsaydı ben iddialı cümleler kurmam. En az bir 3 ay bakarım. Oyuncu ilişkilerine bakacağım. Oyun içerisinde galibiyet anındaki değişikliklerine, mağlubiyet anındaki değişikliklerine eksik kaldıklarında hamlelerine bakacağım. En tecrübeli antrenör için de genç antrenör için de değerlendirmek için sabrederim. En az 3 ay beklerim. Ama temel felsefe olarak kulüp siyahla beyaz kadar farklı bir strateji belirledi. Tabii ki bunun da bir bedeli olacaktır. Zaman gösterecek bunu.
Volkan Demirel tartışıldı, Fabiano geldi...
Mesela Şener alındı sağ beke Gökhan-Şener. Bu rekabet Gökhan'ın performansını artıracaktır. Volkan'ın yerine Volkan'ın kesemeyeceği bir kaleci alınsaydı o tehlikeliydi. Volkan tamamen kaybolurdu. Doğru bir strateji yaptılar. Volkan'ın götürebileceği, yiyebileceği, onu hareketlendirecek bir isim getirdiler. Gökhan geçen seneki gibi olursa Şener'e verebilir formayı. Volkan'ı canlandıracak bir isim geldi. Bence kaleye de Volkan geçecektir.Fenerbahçe'de gidenler arasında özellikle Emre'yi soracağım. Fenerbahçe'nin kaptanı ve en tecrübeli ismiydi...
Türkiye'de kamuoyunun, kamu vicdanına sunduğu Volkan, Emre ve Melo. Onların da kusuru var elbette. Dördüncüsünü saymazsınız. Hep "Bu Melo'dan Emre'den Volkan'dan Türk futbolu kurtulmalı" deniyor. Bir de Emre Belözoğlu hakkında F.Bahçeli ikiye ayrılmıştır. Genel anlamda da "Hak etti" denmiştir. Ben "Hak etmedi" diyorum. Emre bireysel anlamda davranışları problemliydi ve haklı eleştiriler vardı. En azından şunu hak ediyordu. Kulübü yöneten başkan çağırıp Emre'yi "Bak Emre, başımız çok ağrıyor senin yüzünden. Ama hayalarına tekme yedin, Türkiye'nin her yerinde ana avrat küfür yedin. Yaşın 35'lere geldi. Ciddi emeğin var. Fazla peşinat yok, maç başı ağırlıklı tek şart çeneni kapatacaksın" denmeliydi. Bu şartlarda F.Bahçe'de 1+1 sözleşme yapılabilirdi.
EMRE'NİN RÜTBESİ SÖKÜLDÜ
Gelelim Emre Belözoğlu ne olacağa… Bu bir tercihtir. Ben 30-31 yaşında futbolu bıraktım. Bana futbolu bırakmak şu an kolay geliyor. Ben futbolu bıraktığım jübile yaptığım gün sabaha kadar ağladım. Günlerce uyuyamadım. Düşünebiliyor musunuz, hayatının en büyük aşkı o senin. Emre'nin yerine kendimi koyduğum zaman Başakşehir'e gitmesine saygı duyuyorum. Oyunculuğa devam etmek, oynamak istiyor. Ama Emre bundan sonra kazanmayacaktır, kaybedecektir. TT Arena'da sanmasın ki artık küfür yemeyecektir. Konya'da sanmasın ki yemeyecektir. Oynayacaksa yurt dışına gitmeliydi. Başakşehir'e saygısızlık yapamam. Önemli bir kulüp. G.Saray, İnter, Newcastle, Atletico Madrid, F.Bahçe böyle bir CV. Ama en önemlisi her yerde tepki alan bir futbolcuysan sen, F.Bahçe'de tepki aldın burada öyle bir şey olmayacak gibi bir durum olmaz. Ne olacak biliyor musunuz, TT Arena'da küfür yiyecek, Konya'da Bursa'da Antalya'da yiyecek. İşte orada Emre limite geliyor, deliriyor. Ama forma, Aziz bey aklına geldikçe frenlemiş haliydi o. Şimdi frenlÖnümüzdeki sezon 11'inde minimum 7 oyuncusu değişmiş bir F.Bahçe olacak. Takım bunun zorluklarını yaşar mı?
Bunların içerisinde F.Bahçe'nin olmazsa olmazlarından birinin Meireles olması gerektiğini düşünüyorum. F.Bahçe'nin şu anda iki orta saha oyuncusu almalı. Yığılmalar oldu. Üç tane sol bekin var; Hasan Ali, Caner ve Kadlec. Stopere baktığında 4 tane yabancı stoperin var Kadlec'i de sayarsak. Kadlec, Ba, Alves, Kjaer. Orta sahadaki sayıya bakalım. Souza'yı birkaç maç izledim ama henüz karar veremedim, izlemem lazım. Mehmet Topalvari bir oyuncu mu? Orta sahada forvet arkası oyuncu bulmak kolaydır. Tabi herkes bir Alex bir Hagi değildir. Bunu yüksek ücretlerle bulabilirsin. Ön libero bulmak da kolaydır. Ama ikili ön libero ile tek ön libero oynamak farklıdır. Souza, Mehmet Topal gibi bir oyuncuysa F.Bahçe'nin 4-2-3-1'den başka bir sistem oynama şansı yok, sıfır. Benim de futbol felsefemde orta saha oyuncularının olmazsa olması iki harf: İç. İç oyuncusu lazım. F.Bahçe'nin şu anda forvet arkasına değil, iç oyuncusuna ihtiyacı var. Selçuk İnan, Emre Belözoğlu, Chelsea'deki Meireles gibi. F.Bahçe'de herkesten çok formAlper Potuk'un bir mevkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Mevkisi yok. Bu da onu sıkıntıya sokuyor. Bazı oyuncuların farklı bölgelerde oynayabilmesi bir avantajdır. Yani bir taşta 3 kuş vurursunuz. Ama üç kuşun üçünü de yarım yapmamak lazım. Beşiktaşlı Olcay'la kıyaslayamayız. Olcay soldan sağdan gelip en az 10 gol atan oyuncu. Alper üçü geçmez. Solda oynadığı zaman Olcay gibi ceza alanına gol atmaya giren oyuncu değil. Orta alanda oynadığı zaman koordinasyonda problem var. Daha da önemlisi ilk 11 oyuncusu değil gibi görünüyor. Bu da onun en büyük temel problemi olan topla koordinasyon probleminde gelişmesini engelleniyor. O da ancak oynayarak gelişir tutmasını istediğim oyuncu Meireles. Çünkü ikili oynayabilir Mehmet Topal'ın yanında. Ama en önemlisi, moralli bir Meireles koşu temposu da iyi olan bir iç oyuncusu. F.Bahçe'nin olmazsa olmazı bu. Solak bir Emre'ye ihtiyaç var. Ön tarafla hiç ilgilenmiyorum. Orada istediğini yapabilirsin. Barcelona, dünyada birçok oyuncu varken niye Rakitic'e gitti? İç oyuncusu. Ayrıca 4-4-2 oynayacaksa sol tarafta önde Caner'den başka kimse oynayamaz. Ben Caner'i sol bek düşünen biriyim. Ama F.Bahçe, Van Persie ve Fernandao sağda da Nani ile oynayacaksa solda Caner'den başka şansı yok.
Stoch?
Olmaz, asla olmaz. Caner olur. Caner'in orta saha özelliği var. Ha F.Bahçe solda Sow ve Stoch ile de oynayabilir. O zaman maçlar Ülker Arena'da olur. Basketbol maçı gibi. 6-4, 7-5, 5-3 gibi...emeyecek. Şimdi bir gün Emre'yi yanılırım inşallah formayı bırakıp lanet olsun derken görebiliriz. O duruma düşmesini hiç istemiyorum. Ben Fatih Terim olsam yurtdışında oynamıyorsa "Gel kardeşim Milli Takımlarda görev al" derdim. O çocuğun rütbesi söküldü. Lütfen Başakşehir bana kızmasın. Ama o rütbeyi futbolda 20 yıldır Türkiye'nin önemli bir ismi olan arkadaşımız kardeşimize bir rütbe verilmesi gerekirdi. O rütbe Başakşehir değildi.
Yorum Gönder